Sigaranın insan sağlığı üzerindeki zararları saymakla bitmezken, uzmanlar sigara içen bireylerin akciğer kanserine yakalanma riskinin 30 kat arttığını belirtiyor.
Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Karagöz, akciğer kanserinin en sık görülen kanser türlerinden biri olduğunu ve çevresel faktörlerin hastalığın gelişiminde büyük rol oynadığını vurguladı. Sigaranın tek başına akciğer kanseri riskini 15 ila 30 kat artırdığını belirten Prof. Dr. Karagöz, bu nedenle kanser kaynaklı ölümlerin %80-90’ının sigara kullanımına bağlı olduğunu ifade etti. Ayrıca, radyasyon ve asbest gibi zararlı maddelere maruz kalmanın da riski artırdığına dikkat çekti.
Akciğer kanseri, dünya genelinde en yaygın kanser türlerinden biri olarak öne çıkıyor. Prof. Dr. Bülent Karagöz, sigara kullanımının kansere yol açma olasılığının içilen sigara miktarıyla doğru orantılı olduğunu belirterek, bu ilişkiyi “paket-yıl” kavramı ile açıkladı.
Bir kişinin bir yıl boyunca günde bir paket sigara içmesi, “1 paket-yıl” olarak adlandırılırken, günde üç paket içmesi “3 paket-yıl” olarak ifade ediliyor. Uzmanlar, 20 paket-yıl ve üzeri sigara tüketen bireylerin akciğer kanserine yakalanma riskinin yüksek olduğuna dikkat çekiyor. Bu nedenle özellikle 50-80 yaş arasındaki kişilerin düşük doz akciğer tomografisi ile düzenli tarama yaptırması öneriliyor.
Son yıllarda elektronik sigara kullanımı yaygınlaşırken, bu ürünlerin geleneksel sigaraya kıyasla daha güvenli olduğu algısı yayılıyor. Ancak uzmanlar, e-sigaranın da ciddi sağlık riskleri taşıdığını ve akciğer kanseriyle ilişkilendirilebileceğini belirtiyor.
Sigara sadece içen kişiyi değil, çevresindekileri de tehdit ediyor. Pasif içicilik, sigara dumanına maruz kalan bireylerde de kanser riskini artırıyor. Prof. Dr. Karagöz, sigara içilen ortamlarda bulunan kişilerin de büyük tehlike altında olduğunu vurgularken, tütün ürünlerinden ve kanserojen maddelerden uzak durmanın hastalık riskini önemli ölçüde azalttığını belirtti. Ayrıca, sağlıklı beslenme, kilo kontrolü ve düzenli fiziksel aktivitenin kansere karşı koruyucu bir etken olduğu ifade edildi.
Akciğer kanseri genellikle erken evrelerde belirgin semptomlar göstermeyebilir veya mevcut belirtiler sigara kullanan bireyler tarafından göz ardı edilebilir. Prof. Dr. Karagöz, hastalığın en yaygın belirtilerini şöyle sıraladı:
Bu belirtilerin zamanla artabileceğini ve hastalığın ilerleyen evrelerinde yorgunluk, ani kilo kaybı ve metastaza bağlı farklı sağlık sorunlarının ortaya çıkabileceğini belirtti. Kemik metastazı durumunda şiddetli kemik ağrısı, karaciğer metastazında sarılık, beyin metastazında ise baş ağrısı ve bilinç değişiklikleri gibi problemler görülebilir.
Akciğer kanseri tanısı koymada görüntüleme tekniklerinin büyük önem taşıdığını belirten Prof. Dr. Karagöz, göğüs tomografisi ve PET taramalarının hastalığın yayılımını belirlemek için en sık kullanılan yöntemler olduğunu söyledi. Kanser şüphesi taşıyan hastalarda biyopsi ve bronkoskopi gibi ileri incelemelerle kesin teşhisin konulduğunu ifade etti. Sigara içen bireylerin belirti olmasa bile düzenli olarak tarama yaptırmaları gerektiğini vurguladı.
Akciğer kanseri tedavisinin, hastalığın vücuttaki yayılımına bağlı olarak şekillendiğini belirten Prof. Dr. Karagöz, tedavi seçeneklerini şu şekilde sıraladı:
Uzmanlar, özellikle erken teşhisin hastalığın kontrol altına alınmasında büyük bir avantaj sağladığını vurguluyor.
Prof. Dr. Bülent Karagöz, gelecekte hedefe yönelik ilaçların akciğer kanserinin tedavisinde daha büyük bir rol oynayacağını belirtti. Özellikle ileri evrelerde bile belirli türlerdeki akciğer kanserlerinin, bu ilaçlarla kronik bir hastalık gibi yönetilebileceğini ifade etti.
Sigara içen bireylerin hem kendileri hem de çevrelerindekiler için büyük bir sağlık riski oluşturduğunu belirten uzmanlar, sigaranın bırakılmasının ve düzenli sağlık kontrollerinin önemine dikkat çekiyor.
(BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)